Anlayacak yerleri ameliyatlı bir çağın sokma akılla peynir gemisi yürüten sakinleri; bendeniz kaptanınız Safi Zarar. Yola çıkmadan evvel izninizle yolculuğumuzun güzergâhını kısaca hatırlatmak isterim.
Öncelikle aptallığı marifet sananların ortaya çıkardığı zaman ziyanı fikir yığınını ziyaretle başlayacağız. Son derece gereksiz yorumlarını dinleyecek, libidinal enerjilerin yarattığı stresi yüklenecek ve birkaç küfürle devam edeceğiz.
Ardından kelime ishali nehrine ulaşacak ve orada eşsiz saçmalıkların uğultusunda uzun uzadıya varoluşu sorgulayacağız. Sorgumuz süresince “ne düşünüyorsanız” söylemekte serbest olacaksınız. Düşünmeseniz de olur hatta düşünmeden söylemeniz adaptasyon açısından daha iyi olur.
Hemen peşi sıra fitne fesat batağına girecek, yaşayan son Atayist’in hançer yaralarını uzmanı eşliğinde inceleyecek ve izlerin kadere tesiri hususunda küçük bir bilgilendirmeyi bizzat sahibinden dinleyeceğiz. Yaraların hikâyesini kişisel yaşantımızın hayli önemsiz parçalarını süslemek, koca evrende hiçbir ifade etmeyecek kadar müstesna fikirlerimizi bezemek için kullanacağız.
Rivayete göre yaşayan son Atayist toprağa karıştığında güneş batıdan doğacakmış. Doğuya yüzümüzü dönecek; şu sözleri tekrarlayacağız:
“Döndüm yüzümü Doğu’ya aklım fesattır;
DM’den yürüdüm manitlere işim kesattır.
Lovebombing’ini sakın ey güzel, egom alışır;
Gaslighting’ine kapılırım, mentalim karışır.”
Veeee son olarak melankoli vadisine varacağız. Burada yaşamlarını “carpe diem” ile “memento mori” arasında dengelemeye çalışan psişik üstatlarla tanışacağız. Kendilerinden bir ömrün nasıl heba edileceğini öğrenecek; TEDX konuşmalarına bol malzemos acılar dökeceğiz.
Nihayet turumuz sona erdiğinde ise çektiğimiz selfielerimizi lütfen #derdicekenyolugidenbilirtur etiketiyle paylaşmayı unutmayınız efendim.
Eeee, ne dersiniz, yola çıkmaya hazır mısınız?
Uzun bir yol olan hayatımızın taşıtını güzel tanıtmışsınız. Emeğinize sağlık.
Teşekkürler No Name, sağ olasın.
Adaptasyon şart değilse varım hocam