Aforizmalar
Beni ben yapan şeyler sınırsız. Konumumu belirleyen etkenler umutsuzca sürüklenmeme neden oluyor. Duvara yaslanmış bir şekilde acı çekiyorum ki sesim kimseye ulaşmasın bu mağaradan dışarı.
Kendimi kimseden uzakta tutmadan kendim olmaya çalıştım. Yalnızlığı olduğu gibi kabullenemiyorum çünkü kurallar var. Kurallar ne kadar işe yarıyorsa ben de o kadar işe yaramıyorum.
Bu kedili evde kendi kedimi özledim. Sanki perili ev gibi oldu. Evimi özlüyorum ama burayı da seviyorum. Zaman akıp gidiyor, ben de onunla birlikte ilerliyorum diye düşünüyorum ama yanılıyor da olabilirim. Çünkü zaman ne demek onu bile bilmiyorum.
Acı çekiyordum ancak o da bitti. Kendi çözümlerimi bulabiliyorum artık. Üzüldüğüm zaman göstermiyorum. Sinirli değilim hiç. Kendime bakıyorum. Kimse bana inanmasa da mutluyum. Kemiklerimden gelen bir titreme ışığında aydınlandım. Hayat o kadar basitse ben niye kahrediyorum kendimi? Çantamı kaptığım gibi kendimi dışarı atıyorum. Köprüden aşağısı kurtarmaz biliyorum. Hani bir kafeye oturursun da ilk gördüğün kişiyle bir anlaşma yaparsınız. Hanginiz önce kalkarsanız diğeri de yavaştan kalkmaya başlar veya ortama yeni insanlar geldikçe eskileri kalkar sırayla. Eğer eskilerden birini görürseniz bu durum değişebilir. Kendimizi oldukça korkunç hissedersek de kilomuza kimse laf edemez. Çünkü biz kraliçeyiz. Üstümüzde birbirinin aynı ama lüks kıyafetler var. Beni burdan çıkarın yeter ki. Elimdeki tüm parayla kendime yeni bir elbise aldım. Bunun için vaktimiz yok dedi yanımdaki kız. O da çok üzgün gözüküyor ancak birimiz kaçabiliriz yoksa hepimiz yok olacağız. Antene doğru gidiyorum. Bir ışık var evet görüyorum ama ulaşamıyorum. Rüyada mıyım yoksa yine. Ama bu sefer tavşan yok. Küçülüp büyümüyorum. İstediğim gibi istediğim yere ulaşamıyorum. Sadece utanç verici bir sessizlik var. Evet korkuyorum. Utanç duyuyorum. Sessizlik duygusundan daha ağır bir utanç bu. Birbirlerini dolduruyorlar ama boş kalan yerlerde de korku var. Sanırım iyi bir üçlü oldular. Neyse benden bu kadar. İleride bir şey olursa ben hala aynı yaştayım. Görürsen selam ver.
Hep bildiğin gibiyim
Aşk için yalvarıyorum herkese
Bir öpüşün sıcaklığına sığındım soğuk sokaklarda
Tetik çekmekte usta olsan da ben buluyorum her ölecek olanı
Korktuğum sahiplenilmek isterken hapsolmak
Bir parçam korkmuyordu senden her gün
Bir tarafım da yok olmak istiyordu korkudan anında
Siyah ve pembe hayaller ve kabuslar yanıbaşımda kavga ediyor
Kabullenemedim taraf seçmem gerektiğini
Biliyorsun saçmalamakta ustayım ama bu sefer cidden bir sorun var. Evet, masanın üstünde mavi bir çorap var. Seninle konuşmak için söylemiyorum. Yardımın gerek evet. Yalan söylemiyorum. Canım çok sıkkın çünkü masanın üstünde mavi çorap var. Öyle var oluyor orda kendiliğinden. Nedense canımı sıkıyor çünkü anlamsız bir eylem değil mi sence de? Çok uzun süredir olmasını bekliyordum bunun. Bir şarkı bile var kafamın arkasında çalan. Şöyle başlıyor: masanın üstünde mavi bir çorap var.
Yalnızlık duygusunu nasıl tanımlarız? Herkes için bu duygu farklıdır. Kimisi için üzücü bir şeyken kimisi için bir kaçış, kurtuluştur. Çünkü kendimizi en iyi hissettiğimiz yer yine anlamlandıramadığımız karanlık duygusunun yok olabileceği ihtimali yani yalnızlığın bir gün geçeceği yöntemler bütünüdür.
Diğer Edebiyat İçerikleri İçin Tıkla.

Yorumlar (0)