Postkolonyal Perspektiften Gotik Bir Çöküş Öyküsü Olarak Herman Melville‘nin Benito Cereno‘su
Herman Melville Benito Cereno Amerikan edebiyatının en kanonikleşmiş iki üç isminden biridir şüphesiz. Yazımızda inceleyeceğimiz hikayesiyle benzer temalar işleyen ve bir emperyal imparatorluk olarak Amerika’yı ele aldığı Moby Dick romanıyla tanınır. Yine de çok geniş ve çeşitli bir külliyat bırakmıştır geriye. Bu külliyatın değerli bir parçası olarak Benito Cereno ilk bakışta bir kaptanın anıları üzerine yazılmış tarihsel bir kurgu olarak görülür. Fakat biraz derine inmekle beraber yozlaşmış kolonyal güçleri ve körleşmiş emperyal zihinle karşılaşmaktayız. Neticesinde çok katmanlı bir şekilde eleştiren bir metin olarak ortaya çıkmaktadır.
Metne Bakış
Hikaye Delano adlı amerikan kaptanın bir gün San Dominick adında bir İspanya gemisiyle karşılaşmasıyla başlar. Büyük bir felaket geçirdiği iddia edilen geminin yardıma ihtiyacı vardır. Bunu karşılamak üzere Delano gemiye biner, bir gün boyunca gözlemler.
Hikayenin çok katmanlı olduğundan bahsetmiştik. Bu yüzden analizimizi hakkıyla yapmak için adım adım ilerlememiz gerekiyor. Öncelikle Delano’nun bindiği geminin sözde felaket geçirmiş kaptanı Cereno diye bir ispanyoldur. Burada kaptanların milli kimlikleri önemlidir, hikayeyi Delano’nun görüşlerinden takip ederiz ve sık sık Cereno’yu aşağılar:
“Zencilerin daha az iyimserlik içeren nitelikleri ortaya çıkarken, onların üstündeki etkinlikleri zayıflamış olan İspanyollara karşı da aynı ölçüde duyduğu bir acımaya dönüşerek yok oldu şaşkınlığı. Ama bu koşullar altında elbette olayların bu biçimde gelişmesi beklenmeliydi. Ordularda, donanmalarda, kentlerde ya da ailelerde, hatta doğada bile sefalet kadar düzen bozucu bir şey olamaz. Gene de Kaptan Delano, eğer Benito Cereno daha güçlü bir adam olmuş olsaydı keşke. O zaman yönetimdeki kötülük bugün bu noktaya gelmezdi diye düşünmeden edemiyordu.” (Melville 15)
Amerikan Delano, eski dünyadan gelme ve artık çökmekte olan ispanyol kolonyal gücün üstünde bir pozisyondadır. O yeni ve aydınlanmış bir adamdır. En azından kendi görüşlerinden bunu anlarız. İspanyayı temsil eden Benito Cereno gerçekten de kelimenin tam anlamıyla çürümüştür. Hastadır ve vücudu çökmek üzeredir. Kaptanlığını yaptığı San Dominick ise bir siyahi isyanı sonucu ele geçirilmiştir. Melville resmen kaptanı bir sembol olarak kullanır. Transatlantik köleciliğin en büyük temsilcilerinden olan bir kolonyal gücün ne çeşit bir çürüme ve dekadans içerisinde olduğunu gösterir.
Hikaye devam ettikçe Delano gün boyunca San Dominick gemisini inceler. Geminin ilk betimlemesi adeta uzaklarda duran bir lanetli eve benzer. Uzaktan tanıdık gelse de içine girince bu kaybolur ve freudyen anlamda bir tekinsizlik hikayeye hakim olur. Geminin başında taze bir iskelet asılıdır. Etraf eli baltalı siyahilerle doludur. Amerikan gotik edebiyat geleneğinin bir özelliği olarak eski çürümüş geleneksel değerlerin özelliği için böyle motiflere başvurulur (Poe‘nun Usher’in Evi’nin Çöküşü adlı hikayesinde geçen şiiri hatırlayabiliriz, orada monarşi burada ise transatlantik köleciliğe karşı bir eleştiri söz konusu).
Melville Üzerine
Melville büyük bir ustalıkla ufak ufak okuyucuya ipuçları verir. Bir şeylerin ters gittiğini, aslında geminin bir felaket geçirmediğini anlatır. Bu metinde ima edilen anlamdır fakat amerikan kaptan Delano okuyucunun anlayabileceği bu duruma ihtimal bile vermez. Onun da zihni bir dekadans, yozlaşma içerisindedir. İdeolojik değerler onun emperyal zihnini o kadar kör etmiştir ki en ufak bir siyahi isyanına hikaye boyunca ihtimal vermez. Melville ima ettiği anlamla metnin ön yüzündeki anlam arasındaki farkı kullanarak bu durumu eleştirir.
En sonunda başarısız olsa da Delano’nun körlüğünden en çok faydalanan karakter şüphesiz Babo’dur. Cereno’nun uşağı gibi görünür fakat tüm siyahi isyanını kendisi organize etmiştir. Cereno’nun dibinden ayrılmaz çünkü oyunu bozmaması için her an onu bir bıçakla tehdit etmektedir. Adeta bir hayalet gibi tüm hikayeye korku salar. Sessizliğini ve uşak olarak pozisyonunu kendi lehine kullanır (Burada aklımıza Ralph Ellison’un Görülemeyen Adam’ı gelecektir).
Bitirmeden Evvel
Özetle analizi toparlamak gerekirse; Herman Melville Benito Cereno hikayesi yüzeyinde bir köle isyanını anlatan tarihsel kurgudur. Biraz derinlemesine bir okuma yaparsak karşılaşacağımız şey ise çok katmanlı ve ustaca olduğu. Ayrıca Amerikan gotik edebiyattan besler. Üstelik dekadans imperyal zihni, transatlantik köleciliği ve körleşmiş emperyal zihni eleştirmek için kullanan bir metindir.


Yorumlar (0)