Japon Edebiyatı İçin Okuma Listesi

Japon Edebiyatı İçin Okuma Listesi

Yazar: Oda Nobunaga ·
21 Nisan 2025

[vc_row][vc_column][vc_column_text css=””]

Japon Edebiyatı uzun zamandır ilgilendiğim bir edebiyat uzantısıdır. Japon Edebiyatını genel olarak seviyorum ve bu edebiyat üzerine geliştirilen önyargıları bir nebze olsun azaltmak istiyorum.

Okuma Yapmadan Önce Bazı Faydalı Bilgiler

Okurken karşınıza gelebilecek birkaç imge ve tema vardır. Bunları öğrenmek okumalarınızı yaparken daha çok araştırma yapmanızı ve daha zevkli okuma yapmanızı doğurur.

Bunlardan ilki pek tabii Sakura, yani kiraz ağaçlarıdır. Kiraz ağaçları yılın çok küçük bir kısmında açar ve oldukça hızlı bir şekilde solar. Ayrıca kiraz ağaçları çok estetik bir görünüme sahiptir. Bu nedenle Japon Edebiyatı’nda Sakuralar hayatın gelip geçici olduğunu, hayatın kısa olduğunu belirtir. Dikkat ederseniz bir kitapta (Natsume Sōseki / Gönül) Sakuraların solduğu gibi bir ibare varsa ilerleyen sayfalarda o kitaptaki karakterlerden biri veya birkaçı ölür.

Buradan hareketle Japon Edebiyatı içinde doğa motiflerinin de önemli yer tuttuğunu söyleyebiliriz. Japonya’nın yerli dini Şintoizm’de doğa çok mühim bir yere sahiptir. Öyle ki bir ağacın, bir taşın, bir nehrin ruhu olduğu söylenir Şinto dininde. Bu nedenle, özellikle Natsume Sōseki gibi Japon yazarlar yurtdışından gelen motifleri kullanmakla birlikte doğa üzerine yoğun betimlemeler yaptı. Hatta Natsume Sōseki, Teikaishumi (Teykayşumi) adını koyduğu bir ifade biçimi dahi buldu. Bu, sıradan unsurları reddeden ve doğadan zevk almayı hedefleyen bir görüşü ifade eder.

Japonya’da eski yıllardan beri mevcudiyetini sürdüren Zen Felsefesi basitlik ve sadelik ile ilişkilidir. Bu nedenle Japonya sanat tarihi boyunca sadeliği ön plana çıkarmıştır. Sumi-e denilen bir resim türü mesela, sadece siyah mürekkep ile yapılan bir resim türüdür(aşağıda resmi var). Bu basitlik bazıları tarafından eksiklik olarak kabul edilir. Japonların edebiyatları da sadedir. Karmaşık olay örgüleri ve karakterlere çok rastlamayız. Dilleri genelde sadedir.

jpnedbp i1

Kelebekler Japon mitolojisinde önemli yer tutar. Çünkü kelebekler ölü ya da diri bir insanın ruhu olarak etrafta gezinebilirler. Ondan Japonlar eve bir kelebek girdiğinde onu öldürmezler. Bunu yapmakla bir insan öldürmenin arasında bir fark yoktur. Onlar kelebeği zararsızca dışarı salar. Bazı kitaplarda insan ve kelebeklerle analoji kurulmuştur.

Yine pek çok motif vardır Japon Edebiyatında, ama hepsini yazarları incelerken göreceğimiz için geçiyorum.

Natsume Sōseki ve Modernleşme

jpnedbp i2

Benim bu yazıda ele alacağım Modern Japon Edebiyatı 1868 yılı ile, yani Meiji Restorasyonu ile başlar. Bu restorasyon ile Japonya sakoku politikasından çıkmıştır. Diğer bir deyişli Japonya diğer ülkelerle ticarete başlamış, Japon adalarında Hristiyan halkının yaşamasına izin vermiştir. Meiji Restorasyonundan önce Hristiyan halkına, Japonya’nın parçalanması ve Avrupalı devletlerce yönetilmesini isteyen kişiler olarak bakılıyordu. Bu nedenle Japonya’daki Hristiyan halk öldürülmüş ya da kovulmuştu. Hatta yeni yıl şenliklerinde halka Fumi-e denen resimlere basması söylenirdi. Bu resimlerde İsa ve Meryem Ana portreleri vardı. Dolayısıyla resimlere basmayan biri görülünce onun Hristiyan olduğu kabul edilir ve o kişi infaz edilirdi.

jpnedbp i3

Meiji Restorasyonu sonrası pek çok alanda yenilikler oldu ve bu pek tabii edebiyata da sıçradı. En önemlisi Japon Edebiyatına bireysellik ve aşk teması geldi. Japonya gerek Konfüçyüsçü öğretiler, gerek Budizm yoluyla kast sistemine benzer bir yapıda yönetiliyordu. Üst sınıf, alt sınıfa, acımasız politikalar uygulayabiliyordu. Japonya’nın her yerinde milli bilinç, uyum sağlamak, otoriteye saygı gibi görüşler kol geziyordu. İşte 1868 yılı sonrası bireysellik Japon edebiyatına girdi. Toplumdan uzaklaşma, yalnızlık gibi konuları ilk olarak Natsume Sōseki işledi, Gönül ve Ardından kitabındaki ana karakterler buna örnektir.

Bir başka önemli tema ise aşktır. Önceden de Japon Edebiyatında aşk vardı, Genji Hikayesi buna örnektir. Ama platonik aşk, aşkını söyleyememe, aldatma gibi temalarda yine 1868 restorasyonu ile yazılmıştır.

Natsume Sōseki için ayrıca bir metin yazacağım için bu büyük yazarı geçiyorum. O yazımda Sōseki’nin edebiyatı, estetiği, kitapları ve Teikaishumi hakkında konuşacağım.

Okuma Listesi

  1. Gönül(Maya Yayınlarından okursanız Bilal Ünal’ın güzel bir önsözünü okuyabilirsiniz).
  2. Sanşiro(Yine Alper Kaan Bilir’in Batılılaşma hakkında bir çevirisi var).
  3. Üç Köşeli Dünya(Yazarın sanat, estetik ve doğa hakkında bütün görüşleri kitapta mevcut).
  4. Ardından(Yazar bence bu kitabında edebiyatının doruğuna ulaşıyor, İthaki çevirisinden okursanız önsözü görebilirsiniz).
  5. Küçükbey(İsteyen kişiler okuyabilir ama o kadar mühim değil).

Ogai Mori

jpnedbp i4

Başka bir yazarda Ogai Mori’dir. Aynı zamanda asker olarak tanıyoruz. En önemli ve Türkçe’ye çevrilmiş tek kitabı Yaban Kazı’dır. Natsume Sōseki ile hemen hemen aynı zamanda yaşamıştır.

Natsume Sōseki’ye bilakis kadınları ikinci plana itmiyor. Japonya’da ataerkil sistem ve kadınların hor görülmesi mevcuttur. Natsume Soseki, Gönül kitabında kadınların hassas bir yapıya sahip olduğunu söylerken bu kitapta, kadınların her şeyi yapabileceğine dair bir bölüm bile var.

Yine Ogai Mori kitabında batı dillerine ait, bilhassa Fransızca kelimeler kullanır. Yüz yüze yerine tête à tête der. Taklit yerine mimicry der. Yine de Natsume Sōseki’ye kıyasla yazarın daha önemli olduğunu söyleyemem. Yine de okumak isterseniz göz atabilirsiniz.

Cuniçiro Tanizaki ve Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın Kitabı

jpnedbp i5

Pek çok insan özgür olmak ister. Ama özgür olmanın yükü ağırdır. Bir kere ifa ettiğimiz eylemler tamamen bize bağlıdır. Kötü bir işin cezasını yine biz çekeriz. Günümüz çağı insana çok fazla sorumluluk yükler ve bazıları birinin egemenliğine girerek bu sorunluluklardan kaçarlar. Yaptığımız kötü şeyler bize değil, bize onu yaptırandadır. Tanizaki’nin oluşturduğu erkek kahramanlar da buna örnektir. Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın kitabındaki Şozo karakteri otoriter baba rolünden ziyade karısının ve annesinin sözünden çıkmayan, onların her dediğini sevecenlikle yapan bir karakterdir. Şozo böylece her türlü sorumluluktan kaçar ve istekli bir esarete girer. Halk ağzında kılıbık olan Şozo gibi karakterleri Tanizaki’nin çoğu kitabında tekrar tekrar yazdığını duydum ama Tanizaki’nin sadece bu kitabını okuduğum için kesin bir şey diyemiyorum. İthaki çevirisnden okursanız, 20 sayfalık ayrıntılı bir önsözü de okuyabilirsiniz.

Osamu Dazai

jpnedbp i6

Japon Edebiyatı denince akla ilk bu yazar gelir. Genel olarak 2. Dünya Savaşının kaybedilmesi ve ardından gelen Japonya’daki yıllarca Amerikan işgali, 1945 sonrası Japon yazarlarını karamsarlığa itmiştir. Osamu Dazai bunlardan birisidir. İnsanlığımı Yitirirken çok fazla sevilen Ben Roman akımına sahip bir kitaptır. Bu akım yazarın hayata bakış açısına ve hayattan ne anladığına değil, yalnız yazarın hayatına odaklanır.

Bu nedenle kitaba bazı kişiler “Oba Yozo şöyle mutsuz, böyle mutsuz gibi kelimer hep geçiyor. Kitapta hiçbir çözümleme yok” diyip kitabı eleştirir. Yine “kitap karamsarlığı yüzeysel inceliyor, karakter hep mutsuz ama neden mutsuz olduğu söylenmiyor” gibi eleştirilerde mevcut. Şahsi olarak yazarın Öğrenci Kız kitabını daha çok sevdim çünkü daha çok araştırma konusu vardı ve karamsarlığı her ne kadar alenen ifade etmese de bize karamsarlığı hissettiriyordu.

Yukio Mişima

jpnedbp i7

Açıkcası Mişima hakkında pek bilgim yok, sadece Altın Köşk Tapınağı kitabını okudum. Ama yine de diyebilirim ki Yukio Mişima oldukça geleneksel bir yazar. Kitaplarında Zen ve Budist felsefeye çok ağırlık veriyor ve bu alanlarda alt yapısı olmayan insanlar için dili zorlaştırıyor. Kitap genel olarak güzelin ne olduğuna, güzele karşı nasıl bir tavır takınmamız gerektiğine odaklanan felsefi tartışmalar da içeriyor. Dazai gibi karamsar bir yazardır.

Son / Japon Edebiyatı “Sıkıcı” Mı?

Sosyal medyada Japon Edebiyatına yapılan en büyük eleştirilerden biri onun “sıkıcı” veya “zor” olmasıdır. Ama bence koca bir edebiyatı sıkıcı veya anlaşılmaz diye öznel bir yoruma indirgemek çok hatalı. Japon Edebiyatında arayıp, felsefi temalar içeren ya da bir alanda alt bilgi gerektiren kitapları, hazırlıksız okursanız elbette sıkılırsınız veya anlamazsınız. Bu nedenle önsözü bulunan kitapları önce okuyarak başlar, adım adım zor metinlere geçerseniz daha zevkli bir okuma deneyimi yaşayacaksınızdır. Ayrıca Tanizaki gibi yazarların kitapları gayette akıcı ve böyle bir eleştiriye maruz kalmayı haketmiyorlar.

 

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Oda Nobunaga

Oda Nobunaga

Bir özelliğim yok, sıradan biriyim.

31 Mart 2025 · 0 yorum Zamanın Gözünden

Karanlığın şefkatli kollarına bırakmıştı kendini dünya, sağ omzuna yaslanmış, derin uykudaydı. O ise, uykunun en kırılgan anında yavaşça yokladı cebini. Parmakları arasında kaybolan, solgun hatıra gibi duran boz kesesi, geçmişin küllerini taşıyor gibiydi. Karşısında alevleri sönmeye yüz tutmuş şöminede yanıp sönen kor, kalbindeki kararsızlığı yansıtıyordu sanki. O, korların dansına dudaklarından dökülen sessiz şarkıyla eşlik ediyordu. […]

Yorumlar (0)