Felsefe Tarihi – Miletli Anaksimandros
10 Nisan 2025

[vc_row][vc_column][vc_column_text css=””][geo_headline_2 tag=”h2″ color=””]Anaksimandros Felsefesi[/geo_headline_2] Anaksimandros (Miletli Anaksimandros), Miletos Okulu’nun ikinci büyük filozofudur ve Thales’ten daha ilginçtir. Yaşadığı yıllar tam olarak belli değildir, ancak MÖ 610-611 ile MÖ 546-547 yılları arasında yaşadığı düşünülmektedir. Filozof olmasının yanı sıra bir matematikçi, astronom, devlet adamı, doğa bilgini ve kartograftır. Anaksimandros bilimsel merakla doluydu. Modern anlamda olmasa da, ilk […]

Kadın Bedenine Giriş: 101
10 Nisan 2025

Kadın Bedenine Giriş: 101 [vc_row][vc_column][vc_column_text css=””] Kadınlar Hakkında Az Bilinenler, Aslında Hiç Bilinmemesi Gerekenler Size bunu itiraf etmenin vakti geldi… Belki bazı üyeler beni linç edecek, bazı üyeler yazdıklarımı artık hiç ciddiye almayacak, ve belki beni siteden süresiz gönderecekler. İnanın benim için de çok zor. Ailemden bile yıllardır gizliyorum. Onlardan kurtulamadığım zamanlarda uzun kollu giyiyorum. […]

Monster (Aramızdaki Canavar)
8 Nisan 2025

Monster animesindeki karakterler, her zaman Johan’ın ne kadar korkunç ve güçlü biri olduğundan, hatta parmak oynatmadan bütün bir yetimhanede katliam yaşanmasına sebep olan bir figür olduğundan bahseder. İzleyenler, Johan’ın doğaüstü güçlere sahip olup olmadığını merak ederler. Fakat, sonunda Johan’ın doğaüstü güçlere sahip olmadığı, aslında normal bir insan olduğu görülür. Johan, her zaman bilinmeyen şekillerde (çoğunlukla […]

Otomatik Portakal- Ee Ne olacak şimdi ha?
6 Nisan 2025

“İyilik içten gelir ve seçiliyor olmalıdır” Antony Burgess’in romanı Otomatik Portakal’ın dönüp dolaştığı mevzu tam olarak bu cümledir diyebiliriz. Roman bir distopyadır, insana dair bir umut barındırmaz. Hiç kimse herhangi bir iyilik teşebbüsünde dahi bulunmaz. Hatta başkahranımız Alex, iyilikle ilgili şöyle alay eder: ama kötülüğün sebebini bulmaya çalışarak tırnaklarını kemirmeleri kahkahadan kırılmama yol açıyor kardeşlerim. […]

Peri Meselesi
5 Nisan 2025

İnsanoğlunun ilk evi mağaralardı diye düşünürsek; vakti zamanında düşmanları: yarasalar, zehirli akrepler, kendine yeni yuva arayan ayılar ve kurtlardı büyük ihtimalle. Zamanla bu korkutucu canlılar, yerlerini insanoğlunun engellenemez hayal gücüyle yarattığı görünmeyen varlıklara bıraktı. Periler, cinler, hortlaklar, hayaletler… Aslında insanoğlunun en çok korkması gereken, kendi türdeşi değil miydi? Peki ya baba korkusu, terk edilme korkusu, […]

Zübeyde Hanım ve Atatürk: Bir Liderin Annesiyle Bağı
3 Nisan 2025

[geo_headline_2 tag=”h3″ color=””]Giriş[/geo_headline_2] Tarih, şahsen benim de büyük ilgi duyduğum bir disiplindir. Gerçekleri, neden-sonuç ilişkisi içinde, tarihi belgeler ışığında ve olabildiğince objektif bir şekilde incelemeyi amaçlar. Mokita Sosyal sitesi için ilk tarih içeriğini hazırlamak benim için büyük bir onurdur. [geo_headline_2 tag=”h3″ color=””]Atatürk’ün Kökeni[/geo_headline_2] Tarih alanında en çok ilgimi çeken konuların başında Atatürk’ün hayatı, Osmanlı İmparatorluğu’nun […]

Suç Örgütü Liderleri ve Sonları
3 Nisan 2025

Birkaç konuyu baştan belirtmem gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle, bu yazıyı neden yazdığımı açıklamak yerinde olacaktır. Toplumun çeşitli nedenlerle illegal işlere yönelmesi beni bu yazıyı kaleme almaya iten temel sebeplerden biri oldu. Belki izledikleri film ve dizilerden etkilenerek, belki istemeden, belki de ekonomik zorluklar nedeniyle bu yola sürükleniyorlar. Nedenleri hakkında az çok fikrim var, fakat burada tartışmak […]

Çavdar Tarlasında Çocuklar: Büyümek İstememenin Haklılığı
2 Nisan 2025

Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum. Her şeyden önce, ben bu zımbırtılardan sıkılıyorum. Sonra, onlarla ilgili en ufak bir söz etsem, bizimkilere inmeler iner.(1) [geo_headline_2 tag=”h3″ color=””]Giriş[/geo_headline_2] J.D. Salinger’ın […]

Umut etmenin yorgunluğu üzerine: Tatar Çölü
2 Nisan 2025

Tatar Çölü aslında Kale ismiyle planlanmış bir roman; ancak dönemin şartları kitabın adının değiştirilmesine sebep olmuştur. Romanda kale, sınırdadır ve var olma amacı düşmandır. Sınır, bize bir tür eşikte kalmayı anımsatır. Nitekim romanın “kahramanı” tamamen eşikte kalmış, iradesiz modern insanın bir temsilidir. “Kahraman” Drogo ne kaleye ait hisseder ne de şehre; hayatı, saçma düşünceleriyle kabullenemez. […]

-Açıklama yapmak isteseydim, öykü yazmazdım imasıyla-
1 Nisan 2025

Yin Yanggggggg [geo_headline tag=”h5″ style=”bordered” type=”round” number=”1″][/geo_headline] -yalnız bu akşam yediye kadar elimde olur değil mi, sekizde akşam yemeği yiyeceğiz ve benim ezberlemem falan gerekiyor, anca. -merak etmeyin, size yakışan bir şey derlemek on dakikamı alacak zaten. -anlamadım? -öyle net ifade ettiniz ki kendinizi, çok iyi idrak ettim, kısa süre içinde ulaştıracağım. -tamamdır, bekliyor olacağım. […]