Acı ile Sanatın İlişkisi Üzerine

Acı ile Sanatın İlişkisi Üzerine

Yazar: Emre Bozkuş ·
24 Haziran 2025

Acı ile Sanatın İlişkisi Üzerine

Acılar, insanı ehlileştiren hatta yeri geldi mi tımarlayan huysuz bakıcılardır. Onlar olmadan yaşadığını anlayamaz insan. Tamamen acıdan uzak kalındığındaysa mutluluk dahi anlamını yitirir. Zira, ona da anlamını veren acıyla arasındaki ilişkidir. Arzular ve istemlerle acı arasındaki bağ da bu şekilde teşekkül eder. Psikanalitik değerlendirmelerin birçoğu yerine getirilemeyen arzuların nevrozlara yol açtığını ifade eder. Bu bağlamda kişinin en temel arzuları öncelikle istemini, ardından edimini ve en nihayetindeyse karakterini şekillendirir. İşte acının yolculuğu boyunca ilerleyeceği rota bu doğrultuda belirlenir.

Hepimiz basitten karmaşığa doğru ilerleyen isteklere sahibiz. Kimimiz mal mülk isterken, kimimiz duygusal ve ruhsal eksikliğini gidermek amacıyla hareket etmektedir. Acının tesiri de kişinin arayışı kapsamında kendini gösterir. Nitekim, derin düşünen, tefekkür eden ve anlama dair kaygıları olan insanların çektiği sancılar da daha büyük olacaktır. Onların hayata dair açtıkları pencerenin boyutu ölçüsünde kurdukları dünyalar, diğerlerine nazaran ideallerle bezeli olarak gözler önüne serilecektir. Zira, okumak ve yaşamakla dolan akıl kendisine daha iyi alternatifler bulur; ama gerçekle düşsel dünya arasındaki kesin farkları keşfetmesi ne yazık ki ortaya çıkan yapısal sorunları iyiden iyiye ayyuka çıkaracaktır.

Okumak bu anlamda faydalı olduğu kadar zararlı da bir eylemdir. İnsana daha iyi bir dünyanın mümkün olduğunu gösterir. Fakat bu kadarla yetinmesi gerektiğini de hayatın darbeleriyle anladıkça kendi içine çekilerek nevrotik bir kişilik ortaya çıkarır. Freudyen bir tavırla söylemek gerekirse, her sanatçı kendi gerçekliğinin ve gerçeğinin yabancısı hatta düşmanıdır. Sanatı ortaya çıkaran süreç, yaşamın içerdiği enerjiden tam zıt yönde ilerleyen bireysel arayıştır.

Bu bakımdan sanatçının sanatı da bireysel arayışının çarpık yansımasıdır ve sanat dolayısıyla sanatçı içindir. Yani, James Joyce haklı diyebiliriz. Joyce der ki, “sanat, sanatçı içindir.” Nitekim, Fyodor Dostoyevski’ye baktığımızda insanın ancak acı çekerek olgunlaşacağını söyler ve Margaret Atwood ekler; “Acı insanda iz bırakır, ama görülmeyecek kadar derinde.” Acı insana değer katar, onu geliştirir ve inceltir. Tıpkı kendini yontan adam gibi. En baştan ve hiç yoktan şekillendirir…

Diğer Felsefe İçerikleri İçin Tıkla.

Acı ile Sanatın İlişkisi Üzerine
Emre Bozkuş

Emre Bozkuş

Bir garip yolcu.

31 Mart 2025 · 0 yorum Karl Marx Felsefesinde Yabancılaşma Kavramı – Taha Tuğyan

Metin özelinde ele alınıp, açıklanmasına girişilecek kavram yabancılaşma (Alm. entfremdung, İng. alienation) olacaktır. Kavram olarak yabancılaşma (Feuerbach ve Hegel’de de yabancılaşma kavramını farklı bağlamlar ve açıklamalar ile görürüz) Marx’ın gençlik yıllarında kaleme aldığı 1844 El Yazmaları adlı eserde görülür. Bu eserde Marx, yabancılaşmanın dört farklı görünümünden/biçiminden söz eder. Bu dört görünüm ise sırasıyla; Emeğin Ürününe […]

Yazar: Taha Tuğyan

Yorumlar (2)