Zübeyde Hanım ve Atatürk: Bir Liderin Annesiyle Bağı

Zübeyde Hanım ve Atatürk: Bir Liderin Annesiyle Bağı

Yazar: Oda Nobunaga ·
3 Nisan 2025

[geo_headline_2 tag=”h3″ color=””]Giriş[/geo_headline_2]

Tarih, şahsen benim de büyük ilgi duyduğum bir disiplindir. Gerçekleri, neden-sonuç ilişkisi içinde, tarihi belgeler ışığında ve olabildiğince objektif bir şekilde incelemeyi amaçlar. Mokita Sosyal sitesi için ilk tarih içeriğini hazırlamak benim için büyük bir onurdur.

[geo_headline_2 tag=”h3″ color=””]Atatürk’ün Kökeni[/geo_headline_2]

Tarih alanında en çok ilgimi çeken konuların başında Atatürk’ün hayatı, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı, Milli Mücadele ve Cumhuriyet’in kuruluşu gelmektedir. Bu bağlamda, Atatürk’ün kökeni üzerine yaptığım okumaları burada özetlemek istiyorum.

Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın soyu, Konya Yörükleri olarak bilinen Konyar aşiretine dayanır. Osmanlı Devleti’nin iskân politikası doğrultusunda Anadolu’daki Yörükler, fethedilen Balkan topraklarına göç ettirilmiştir. Bunun temel amacı hem bölgenin Türkleştirilmesi hem de göçebe Yörüklerin yerleşik hayata geçmelerini sağlamaktı. Atatürk’ün ailesi de bu süreçte Konya’dan Makedonya bölgesine göç etmiş ve böylece Zübeyde Hanım, Evlad-ı Fatihan olarak anılan neslin bir parçası olmuştur. Evlad-ı Fatihan, Balkanlara göç eden Anadolu Türklerinin çocuklarına verilen genel bir addır.

Zübeyde Hanım dindar bir kadındı. Beş vakit namazını kılan, oruçlarını aksatmayan ve Kuran okuyan biriydi. Atatürk de annesinin bu yönünü bildiğinden ona zaman zaman seccade, tespih ve başörtüsü gibi hediyeler alıyordu. Annesi soyundaki din adamlarını daima büyük bir saygıyla anardı ve bu nedenle Atatürk’ün de iyi bir din adamı olmasını arzuluyordu.

Bu düşünceyle Atatürk’ü mahalle mektebine gönderdi. Ancak küçük Mustafa, burada katı disiplin ve fiziksel cezalarla karşılaşınca bu eğitim sisteminden hoşlanmadı. Sürekli olarak ailesine bu okuldan ayrılmak istediğini dile getirdi. Sonunda babası Ali Rıza Efendi, oğlunun isteğini dikkate alarak onu dönemin modern eğitim kurumlarından biri olan Şemsi Efendi Okulu’na kaydettirdi. Atatürk, eğitim hayatının devamında hep modern ve askeri okullara giderek kendi düşünce yapısını geliştirdi.

Zübeyde Hanım, 1857 yılında doğdu ve 1871 yılında Ali Rıza Efendi ile evlendi. O dönemde kadınların erken yaşta evlenmesi yaygın bir durumdu. Ali Rıza Efendi, önce devlet memuru olarak çalışmış, gümrük ve vakıf işlerinde görev almış, bir dönem de teğmenlik yapmıştır. Ancak evliliğinden sonra kereste ticaretine yönelmiş, fakat bölgedeki Rum çeteleri mallarına zarar verdiği için tuz ticaretine geçiş yapmıştır. Çiftin Mustafa, Makbule, Fatma, Osman, Naciye ve Ahmet adlarında altı çocuğu olmuş, ancak yalnızca Mustafa ve Makbule uzun yıllar yaşayabilmiştir.

Ali Rıza Efendi’nin ölümünden sonra Zübeyde Hanım, ekonomik sıkıntılarla başa çıkmaya çalışmış, çocuklarıyla Langaza’daki bir çiftliğe gidip gelmiştir. Bir süre sonra komşularının aracılığıyla ikinci bir evlilik yapmıştır. Atatürk, başlangıçta üvey babasına mesafeli yaklaşsa da zaman içinde bu düşüncesini değiştirmiştir.

zubeydahanim

[geo_headline_2 tag=”h3″ color=””]Sonraki Yıllar ve Atatürk’ün Yetişkinlik Dönemi[/geo_headline_2]

Atatürk, 1905 yılında Harp Akademisi’ni bitirene kadar annesi Selanik’te yaşamaya devam etti. Ancak Atatürk, İstanbul’a geldiğinde kısa süreliğine hapse atılınca annesi büyük bir üzüntü yaşadı. Daha sonra oğlu Şam’daki 5. Ordu’ya sürgüne gönderildiğinde, onu gözyaşları içinde uğurlamak zorunda kaldı.

Balkan Savaşları’nın (1912) başlamasıyla Zübeyde Hanım, Selanik’ten İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı. Atatürk, annesini uzun bir arayışın ardından İstanbul’da bir cami avlusunda buldu.

Atatürk, Samsun’a hareket etmeden önce (1919) annesi ve kız kardeşiyle vedalaştı. Annesi ona dualarla veda etti ve Atatürk, Anadolu’ya geçmeden önce onlara bir miktar para bıraktı. Milli Mücadele sırasında idama mahkûm edilmesi üzerine Zübeyde Hanım büyük bir üzüntü yaşadı ve bu stres sonucu kısmi felç geçirdi. Ancak ilerleyen dönemde Atatürk, onu Ankara’ya yanına aldırdı.

Zübeyde Hanım, oğlunun bir yuva kurmasını istiyordu. Atatürk, Latife Hanım ile evlenmeyi düşündüğünde, hasta olan annesini İzmir Karşıyaka’ya gönderdi. Burada, İzmir’in havasının annesine iyi geleceğine inanıyordu.

[geo_headline_2 tag=”h2″ color=””]Ölüm[/geo_headline_2]

15 Ocak 1923’te Zübeyde Hanım hayata gözlerini yumduğunda Atatürk bir yurt gezisindeydi. Ölüm haberi kendisine ulaştığında, “Annemin öldüğünü biliyorum. Bir rüya gördüm; yeşil tarlalarda annemle dolaşıyordum. Birdenbire bir fırtına çıktı ve annemi alıp götürdü.” diyerek üzüntüsünü dile getirdi. Ancak, yeni kurulan devletin meseleleriyle ilgilendiği için annesinin cenazesine katılamadı.

Annesinin mezarını ziyaret ettiğinde şu sözleri söyledi: “Şüphesiz üzüntülüyüm. Fakat onu, hatta hepimizin büyük ve müşfik annesi olan vatanı mahv ve harabeye götüren keyfi saltanat, artık bir daha geri dönmemek üzere mezara gömülmüştür. Varsın annem bu toprakların altında yatsın; fakat milli hâkimiyet ilelebet devam edecektir. Bu beni teselli eden en büyük kuvvettir.”

Atatürk, annesi için yapılan gösterişli mezar taşını beğenmedi. Kendi isteğiyle, annesinin mezarının sade olmasını, yalnızca büyük bir taş konularak üzerine “Atatürk’ün annesi Zübeyde burada gömülüdür.” yazılmasını istedi. Bugün Zübeyde Hanım’ın mezarı İzmir’in Karşıyaka ilçesinde, sade bir taşın altında, huzur içinde yatmaktadır.

zubeydehanimmezar

Oda Nobunaga

Oda Nobunaga

Bir özelliğim yok, sıradan biriyim.

3 Nisan 2025 · 0 yorum Suç Örgütü Liderleri ve Sonları

Birkaç konuyu baştan belirtmem gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle, bu yazıyı neden yazdığımı açıklamak yerinde olacaktır. Toplumun çeşitli nedenlerle illegal işlere yönelmesi beni bu yazıyı kaleme almaya iten temel sebeplerden biri oldu. Belki izledikleri film ve dizilerden etkilenerek, belki istemeden, belki de ekonomik zorluklar nedeniyle bu yola sürükleniyorlar. Nedenleri hakkında az çok fikrim var, fakat burada tartışmak […]

Yazar: No Name

Yorumlar (0)