Hoşgeldin!
Sizi görmekten çok mutluyuz! Şimdi giriş yapın, arkadaşlarınızla yeniden bağlantı kurun, en son güncellemeleri takip edin ve Mokita'nın dünyasına dalın...
İnsanlık tarihi boyunca bireycilik ile altruizm arasında süregelen bir etik mücadele yaşanmıştır. Dönem dönem bireyin öne çıktığı anlar olsa da kitlelerin vicdanını fetheden genellikle altruizm olmuştur. Nesillerimiz, “Erdemli olan fedakar olandır.” öğretisiyle yetiştirilmiştir. Kardeşinin çıkarını kendi çıkarından üstün tutmak, bir fazilet sayılmıştır. Daha değerli bir şeyi, daha az değerli bir şey uğruna verme alışverişi olan […]
GİRİŞ Kültür, tarih boyunca insan hayatının en çok hissedilen ama en az sorgulanan olgularından biri olmuştur. Antik dönemde cultura terimi toprağın işlenmesi anlamını taşırken zamanla insan zihninin de benzer biçimde ‘işlenmesi’ fikrine doğru evrilmiştir. Ancak bu kavram, modern anlamda ilk defa Edward B. Tylor tarafından tanımlanmıştır. Ona göre kültür, “insanın toplum üyesi olarak öğrendiği bilgi, […]
Acı ile Sanatın İlişkisi Üzerine Acılar, insanı ehlileştiren hatta yeri geldi mi tımarlayan huysuz bakıcılardır. Onlar olmadan yaşadığını anlayamaz insan. Tamamen acıdan uzak kalındığındaysa mutluluk dahi anlamını yitirir. Zira, ona da anlamını veren acıyla arasındaki ilişkidir. Arzular ve istemlerle acı arasındaki bağ da bu şekilde teşekkül eder. Psikanalitik değerlendirmelerin birçoğu yerine getirilemeyen arzuların nevrozlara yol […]
Zor Olan Basit Midir? İnsanın en büyük yanılgısı hatalarından ders alarak her adımda daha iyiye, doğruya gideceği inancıdır. Öyle ki, bir kez çukura düştü mü bir daha düşmeyeceğine dair kendini şartlandırır ve buna dair elinden geleni yapacağı fikri zihninde dolaşır durur. Oysa ne elinden geleni yapacak motivasyona sahiptir ne de bu çaba onun kurguladığı amacı […]
Kırkayaklılar yahut kırktan öte birer fazla birer eksik ayaklılar! Çağın gereklilikleri doğrultusunda (!) benliği elastik obje misali esnetip, hiçbir şey olmamış gibi hareket edenlerin arasında, ayağı yere sağlam basanlardan olmak için mücadele vermek… Artık değişimin, dönüşümün naralarını atanlara olan inancım eskisi kadar diri ve genç değil. Tür olarak içinde bulunduğum insanı anlamaya çalışırken çeperlerle ve […]
[vc_row][vc_column][vc_column_text css_animation=”none” css=””] [geo_headline_2 tag=”h2″ color=””]Bilim Felsefesi / Pozitif Bilimlerin Yöntemi ve Doğrulama Biçimlerinin Geçerliliği Nedir?[/geo_headline_2] Pozitif bilimler – yani fizik, kimya, biyoloji gibi doğa bilimleri – genel yargı içerisinde bilimin en güvenilir, en sağlam sığınağı olarak görülür. Modern bilim anlayışının ana taşıyıcısı olan bu disiplinler, sadece doğayı anlamaya değil, aynı zamanda “nasıl düşünmemiz” gerektiğine […]
Habil ve Kabil – İlk Kan Üzerine Düşünceler Toprak, kanla ilk kez buluştuğunda yalnızca cinayet işlenmedi; insanlık, kendi karanlığıyla ilk defa tanıştı. Kabil, kardeşi Habil’in cansız bedenine bakarken aslında ölüme değil, kendisine tanıklık ediyordu. Bu tanıklık, insanın vicdanla, reddedilişle, kıskançlıkla ve nihayet kendi gölgesiyle yüzleşmesiydi. O an ellerine bulaşan kan, sadece Habil’in değil, insan ruhunun […]
[vc_row][vc_column][vc_column_text css=””][geo_headline_2 tag=”h2″ color=””]Anaksimandros Felsefesi[/geo_headline_2] Anaksimandros (Miletli Anaksimandros), Miletos Okulu’nun ikinci büyük filozofudur ve Thales’ten daha ilginçtir. Yaşadığı yıllar tam olarak belli değildir, ancak MÖ 610-611 ile MÖ 546-547 yılları arasında yaşadığı düşünülmektedir. Filozof olmasının yanı sıra bir matematikçi, astronom, devlet adamı, doğa bilgini ve kartograftır. Anaksimandros bilimsel merakla doluydu. Modern anlamda olmasa da, ilk […]
“İyilik içten gelir ve seçiliyor olmalıdır” Antony Burgess’in romanı Otomatik Portakal’ın dönüp dolaştığı mevzu tam olarak bu cümledir diyebiliriz. Roman bir distopyadır, insana dair bir umut barındırmaz. Hiç kimse herhangi bir iyilik teşebbüsünde dahi bulunmaz. Hatta başkahranımız Alex, iyilikle ilgili şöyle alay eder: ama kötülüğün sebebini bulmaya çalışarak tırnaklarını kemirmeleri kahkahadan kırılmama yol açıyor kardeşlerim. […]
Giriş Metin özelinde ele alınıp, açıklanmasına girişilecek kavram yabancılaşma (Alm. entfremdung, İng. alienation) olacaktır. Kavram olarak yabancılaşma (Feuerbach ve Hegel’de de yabancılaşma kavramını farklı bağlamlar ve açıklamalar ile görürüz) Marx’ın gençlik yıllarında kaleme aldığı 1844 El Yazmaları adlı eserde görülür. Bu eserde Marx, yabancılaşmanın dört farklı görünümünden/biçiminden söz eder. Bu dört görünüm ise sırasıyla; Emeğin […]
Topluluk adını oluşturduktan sonra istediğiniz zaman değiştirebilirsiniz.
Gizlilik türü daha sonra değiştirilebilir.
Toplulukta +18 içerik olup, olmadığını seçin. Daha sonra değiştirilebilir.
Kayıt olmak için bilgilerinizi girin
Giriş yapmak için bilgilerinizi girin
Şifrenizi sıfırlamak için bilgilerinizi girin
Enter the code that was sent to your email address