Edgar Allan Poe’nun Oval Portre Hikayesi Üzerine

Edgar Allan Poe’nun Oval Portre Hikayesi Üzerine

Yazar: Oda Nobunaga ·
1 Nisan 2025

[geo_alert style=”2″ color=”info” ](Edgar Allan Poe/Ren Yayınları Tüm Hikayeler Tek Cilt/ sayfa 45-48 Oval Portre hikayesi analiz edilmiştir).[/geo_alert]

Hikaye Poe’nun 1842’nin nisanında yazdığı, oldukça kısa bir öyküdür. İlk yayınlandığında yalnız iki sayfaydı. Normalde inceleme yazılarımda hikayenin özetini çıkarmak gibi bir hata yapmam ama bu yazımın bir paragraflık kısa birşey olmasını istemediğimden, zaten uzun olmayan özeti çıkarmayı uygun gördüm.

Hikayede bir efendi gece vakti yaralı olduğu için uşağı onu zorla, dağların üzerinde terk edilmiş bir şatoya götürür ve istirahat etmesini ister. Efendi şatodaki bir yatağa girer ve kâh resimlere bakarak, kah resimleri inceleyen kitapları okuyarak geceyi geçirmek ister. Sonrasında gözü oval bir portreye takılır. Bu bir kadının resmidir. Bu güzel kadın tuhaf resminin büyülü olduğunu kabullenir ve elindeki kitaptan bu resmi araştırır. Meğer ressam karısını günler boyunca hiç hareket ettirmeden bir köşeye oturtmuş. Onun resmini çizmiş ve sonucunda mevzubahis resim ortaya çıkmış. Bu süreçte kadın rahatsız olmuş ama gülümsemeye devam etmiştir. Ressam en sonunda resme bakarken, “bu resim gerçek” gibi şeyler söylemiş. Karısına bakınca ise günlerce hiç hareket etmeyen karısının öldüğünü görmüş. Kadının ruhu gerçek hayattan portreye geçmiş.

Hikaye Poe’nun temel görüşlerini ifade eder. Poe’ya göre sanat güzelliğin ritmik yaratımıdır. Genç bir kadının ölmesi ise en şiirsel temadır. Ayrıca Poe’ya göre sanatçı, sanat yaparken içindeki kötülüğü çıkartır. Hikayede bu da imâ edilir. Ressam genç karısının resmini günlerce aralıksız çizmiştir. Güzelliği ifade etmeye çalışmıştır, onu ritmik olarak yaratmaya çalışmıştır. Sonunda ise genç karısı ölmüştür. Böylelikle bir sanat eseri çıkaran ressam içindeki kötülüğü de ortaya çıkarmıştır.

Ayrıca hikaye Gotik edebiyatın temel vazifelerini de yerine getirir. Gotik hikayelerde bilindik dağların üzerinde terk edilmiş şato, lanetli eşyalar, hayaletler, gece, karanlık vesaire hikayede geçer. Aslında bunlar insanın bilinçaltında korktuğu şeylerdir. Her ne kadar bu korkularını dizginlemeye çalışsa da içine dönüp baktığında korkuları ve kaygıları ile yüzleşir. Gotik Edebiyat salt insanı korkutan yüzeysel bir anlatı değildir. İnsanın bilinçaltı korkularını açığa çıkartan bir edebiyattır. Romantize edip söylersek Gotik, insanın akıl mağarısında titrek bir gaz lambası ile dolaşmasını sağlar. İşte hikaye böyle bir edebiyatın üzerine kuruludur.

Oda Nobunaga

Oda Nobunaga

Bir özelliğim yok, sıradan biriyim.

31 Mart 2025 · 0 yorum Görsel Romanlarda Metakurgusal Korku Bağlamında You and Me and Her: A Love Story Analizi.

“You and Me and Her: A Love Story” Nitroplus tarafından yapılmış bir görsel romandır. Japonya çıkışlı olan ve epey yeni sayılabilecek bir video oyun türü olarak görsel romanın bazı temel özelliklerini anlamak analizimiz için önem teşkil etmektedir. Görsel roman türü epey arada bir tür olarak farklı türlerin özelliklerini birleştiren bir yapıya sahiptir. Genel olarak metin, […]

Yorumlar (0)