acılar genel hatlarıyla şiddeti temel alır ve şiddet türleri yalnızca dışardan da gelmez. toplum size bunu öğretebilir, içselleştirilinebilir ve bu sayede kendinize şiddet uygulamak rahat bir alışkanlığa dönüşebilir. bunu kendinize siz yaparken bu sadece öğrenilmiş bir öğreti şeklindedir. olumluluk şiddeti bundan dolayı acının kurnazlığına en iyi örneklerden biri; aşırı iletişim, aşırı performans, aşırı uyarılma. acı bile artık üretkenliğe bir ön koşul olarak sunulmakta, artık acı çekmek değil acıya rağmen en iyisini yapabilmek erdem sayılıyor. doğal olanın aşırı performans olduğu bir anlatı. toplumun bilinçsiz iktidarların bilinçli siz sürüklediği yeni kişiliktir performans öznesi olmak. sürekli üretmek yenisini türetmek, durmamak, çabalamak ve de çabalayınca tüm sonucun senin elinde olduğuna inandırılmak. hep çok üretmek akabinde çok tüketmek. yeni toplum bunun acısı üzerinde inşa edilirken bu baskının ne kadar yaratıcı büyütücü bir sıkışık kalma hali olduğu üzerine methiyeler düzülüyor. insanlar tembelleşti mi, eh bilmiyorum ama belki de yaratılan baskı sonucunda işten(?) kaçma refleksinin kurbanı olabilir. <neticesi başarıya ulaşmayan işin saygıya değer görülmemesi> sonuçta başarı kendi yarattığınız bir gerçeklikten ziyade sizin sandığınız kalıplara sığmak için kolunuzu bazen de başınızı kesmenizi gerektiğiniz darlıkta yerlerden ibaret. başarı artık bir hedef ya da bir araç değil de kendi kesik uzuvlarını sunduğun bir performans biçimi.
heart
3 kişi
    Bu gönderiye henüz yorum yapılmamış!