Fark etmiş olduğunuz gibi Türkiye-Japonya ilişkileri hem devletler hem de vatandaşlar arasında iyidir. “Peki, bu dostluk nerede başladı, ne zaman kuvvetlendi?” gibi sorular sizin de aklınıza gelmiştir. Bu yazımda bu sorulara cevap arayacağım.
Türkiye ve Japonya’nın resmi ilişkileri, cumhuriyetimizin kuruluşundan bir yıl sonra, 1924 yılında başlamıştır. Fakat Japonya ile olan etkileşimler daha öncesine dayanmaktadır.
Tokugawa Şoğunluğu’nun hüküm sürdüğü (1603-1868) Edo döneminde Japonya büyük oranda dış dünyaya kapalı bir yönetim anlayışı sürdürmüştür. Japon İmparatorluğu ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ilk üst düzey temas, 1887 yılında Japon İmparatoru’nun amcası Prens Komatsu’nun İstanbul ziyareti ile olmuştur.
Prens Komatsu ve heyeti, İstanbul’da oldukça sıcak bir şekilde karşılanmıştır. II. Abdülhamid tarafından Yıldız Sarayı’na kabul edilen Prens ve heyeti, orada uluslararası ilişkiler konusunda bilgi alışverişi yapmışlardır. Hemen ardından Prens ve heyetine hediyeler ve nişanlar takdim edilmiştir. Hem sıcak ilgi hem de nişanlara karşılık Japon İmparatoru Meiji tarafından Abdülhamid’e hediyeler ve nişanlar gönderilmiştir. Bunun üzerine II. Abdülhamid’in İmparator Meiji’ye hediyeleri ve dostluk mesajını iletmek üzere 1890 yılında Ertuğrul Fırkateyni gemisi Japonya’yı ziyaret etmiştir. 1890 yılında dönüş yolunda Türk savaş gemisi Ertuğrul Fırkateyni, Wakayama eyaleti, Kushimoto kasabası açıklarında kaza yapmıştır. Kii-Oshima’lı Japonlar, hemen yardım edebildikleri kadar denizcimize yardım etmiş ve 69 denizcimizi kurtarmıştır. Geri kalan mürettebattan gemi kaptanı başta olmak üzere 587 denizci şehit olmuştur. Adalılar, canını dişine takarak hem denizcilerimizi kurtarmış hem de yaralılara yardım edip şehitlerimizi defnetmiştir. Japon halkı ve makamları, bu olayın duyulmasının ardından yaralılarımıza ve şehit ailelerine ilgi göstermiş ve yardım kampanyaları başlatmıştır. Daha sonrasında 1937 yılında Ertuğrul Şehitliği’nin yapımı tamamlanmıştır. Bu şehitlikte, beş yılda bir Türkiye Cumhuriyeti Tokyo Büyükelçiliği ve Kushimoto Belediyesi iş birliğinde anma törenleri düzenlenmektedir. Dostluğumuzun temel taşı burada atılmıştır.
Bir diğer önemli olay ise İran-Irak Savaşı sırasında olmuştur. 1985 yılındaki İran-Irak Savaşı sırasında Saddam, hava saldırısına başlayacağını ve İran üzerindeki sivil uçakları da vuracağını duyurmuştur. Bunun üzerine Saddam, 48 saat içinde ülkedeki tüm yabancıların ülkeyi terk etmesini istemiştir. Ülkeler, oradaki vatandaşları için uçak gönderirken, Japonya uçak gönderememiştir; diğer uçaklarda da yer bulamayan 215 Japon mahsur kalmıştır. Bunun üzerine Ankara hemen harekete geçmiştir. Ankara, Türkler ve Japonlar için iki ayrı uçak gönderir; ancak Japonlar tek uçağa sığmaz. Türk yolcular, önceliği Japonlara verir ve iki uçak Japonları Ankara’ya taşır. Arkasından hemen Türkler de tahliye edilir.
Bu başlangıç ve kuvvetlendiği zamanlar haricinde, kültürümüzdeki ortak ögelerin (eve ayakkabı ile girmeme vb.) yanı sıra doğal afetler sırasında iki ülkenin karşılıklı olarak birbirine yardım etmek için canlarını dişlerine takmaları, bu dostluğu sonsuzluğa uzatmıştır.
Türkiye-Japonya İlişkileri: Tarihsel Bağlar ve Dostluk
Joponya Büyükelçiliğinin Hazırlamış Olduğu Kısa Rapor İçin Tıkla
Zaten Japonya’nın ilişkilerinin aşırı kötü bir ülke bilmiyorum. İkinci Dünya Savaşından sonra soykırım yaptığı ülkelerden(Çin, Endonezya vesaire) özür diledi. Ortadoğu’daki Arap devletleriyle de iyi ilişkileri var. Arap devletlerindeki petrol Japonya tarafından arabalarda ve uçaklarda kullanılıyor. Bu da bir dostluğu gerekli kılıyor.